AFGAN MÜLTECİ SIĞINMACILARIN SON DURUMU
حمایت انجمن فرهنگی وهمبستگی هزاره های اففانستان-ترکیه از
تحصن پناهجویان افغان در مقابل دفتر کمیساریای عالی سازمان ملل آنکارا پایخت ترکیه
Türkiye’nin hassas coğrafi konumu dolayısıyla ülkelerinden kaçmak zorunda kalan birçok Afgan mülteci, Türkiye’ye sığınmaya ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) hayatlarını koruma talebi ile BMYK’ya başvurmaktadır.Türkiye’de Afganistan’lı mültecilerin sayısı 26.000 kişi olarak belirlenmiştir.Türkiye’nin 50 farklı şehirinde yaşamaktadırlar.
Son yıllarda BMMYK her yeni dönemde yeni uygulamalar getirip, sığınma prosedürlerini Afganistan’lılar için zorlaştırıyor. Bu nedenle mülteciler BMMYK’ın zorlaştırılan ve yıllar süren sürecini beklemeden kendileri adeta ölüme gidiyorlar ve illegal yollara başvurarak hayatlarını tehlikeye atıyorlar.
Mültecilerin Türkiye’ye kabulleri, hukuki statüleri, kabul eden güvenli üçüncü ülkeye gönderilmeleri veya isteklerinin reddedilmesi işlemleri taraf olduğumuz 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi’ne ve 1967 tarihli New York Protokolü’ne uygun olarak yapılmaktadır. Ülkemiz sığınma mevzuatına göre sığınmacı ve mültecilerle ilgili işlemler yerel düzeyde Valilikler bünyesinde Emniyet Müdürlüklerine bağlı Yabancılar Şube Müdürlüklerince yürütülmektedir. Merkezi düzeydeki işlemler ise İçişleri Bakanlığı bünyesinde Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Yabancılar Hudut ve İltica Daire Başkanlığı’nca yerine getirilmektedir.
Avrupa dışındaki ülkelerden gelen ve başka bir ülkeye iltica etmek üzere Türkiye’den sığınma talep eden yabancıların başvuruları İçişleri Bakanlığı’nca incelenirken; sığınma müracaatları incelenen bu yabancılara Türkiye’de geçici olarak ikamet izni verilmekte ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilciliği ile temasa geçilerek üçüncü ülkelere yerleştirilmesi sağlanmaktadır.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin taraf devletlerce uygulanmasının izlenmesinde görevli olan; sığınmacılara/mültecilere koruma sağlamak ve sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından görevlendirilmiş siyasi olmayan bir kuruluştur. Taraf devletler, sığınmacı ve mültecilerle ilgili barınma, güvenli ülkeye nakil, pasaport ve vize temini gibi hususlarda BMMYK ile işbirliği yapar. Bu işbirliği sığınmacı/mülteci statüsünün belirlenmesi noktasında önemlidir.
Mevzuat tanımlamalarında Mülteci: “Avrupa’da meydana gelen olaylar sebebiyle ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen yabancıyı” ifade ederken;
Sığınmacı:”Irkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen yabancıyı” ifade etmektedir.
Sığınmacı ve mülteci terimleri genellikle birbirleriyle karıştırılmaktadır. İltica/Sığınma Prosedürü olarak, Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye gelen ve iltica başvurusunda bulunan yabancılara, eğer 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 1‟inci maddesinde tanımlanan kriterlere sahipse “mülteci statüsü”nün tanınmakta ve Türkiye’de daimi olarak ikametlerine izin verilerek kişi/kişiler koruma altına alınmaktadır. Ancak bu statü sadece Avrupa ülkelerinden gelenlere verilmektedir. Türkiye 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre Sözleşmesinde geçen mülteci tanımını coğrafi kısıtlama ile imzalamış olduğundan Afganistan gibi ülkelerden gelenler ülkemizde sığınmacı konumundadır ve haklılıkları BMMYK ve İçişleri Bakanlığı’nca tespit edilene kadar sığınmacı statüsündedir. Sığınmacı statüsünde olmak demek, sığınılan ülkenin yasalarından mülteciler gibi yararlanılmasını öngörmeyen geçici barınma, ikamet durumudur diyebiliriz. Afganistan’lı sığınmacıların sorunları da daha çok burada başlamaktadır. Mülteci statüsüne geçememeleri nedeniyle, sığınılan ülkenin sağlık, eğitim, sosyal güvenlik gibi haklarından yararlanma hususunda yaşanılan güçlükler ve kendilerine yönelik kalıcı çözümler üretilememesi ve temel ihtiyaçlar hususunda bile yaşamsal zorluklar yaşamalarına rağmen istedikleri, talep ettikleri 3. ülkeye gitme hususunda karşılaştıkları zorluklar, belirsizlikler vs. ve sorunlarının başka şekillerde devam etmesi, en temel insani ihtiyaçlarını giderememeleri, karşı karşıya kaldıkları ve yaşadıkları hayal kırıklıkları, umutsuzluk, çaresizlik, değersizlik duyguları, gelecek belirsizliği ve kaygıları sığınmacılarımızda psikolojik anlamda da derin yaralar açılmasına sebep olmaktadır. Travmatik sürecin sonuçları bazen çok daha ağır olabilmekte sığınmacılar kendi istekleri ile ölümü bile tercih edebilmektedir.
BMMYK, Afganistan’lıların sorunlarıyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmasına rağmen ne yazık ki sığınma süreci geciktirilmektedir. Afgan mültecilerin görüşü ve düşünceleri BMMYK için değişmektedir. Onlar BMMYK’yı siyasi bir kurum olarak görüyor ve Afganistan’lı mültecilerin haklarını korumadığını düşünüyorlar. Gün geçtikçe BMMYK kanunları Afganistan’lı mülteciler için daha da zorlaşıyor ve bu değişikliklerde en çok zararı görenler de Afganistan’lı mültecilerin kendileridir.
BMMYK çalışanları Çeşitli bahaneler ile Afganistan’lı mültecilerin hayatıyla oynamaktadır, göçmen kabul eden ülkeler için sığınmacı dosyalarının değerlendirilmemesi, dosyaların yerleştirme ülkelerine sunulmaması konusunda farklı farklı sebepler ifade etmektedirler. Bazen bu hareketsizliğin göçmen kabul eden ülkelerden kaynaklandığını iddia etmektedirler. BMMYK çalışanları “Yerleştirme ülkeleri politik davranıyor ve sadece belli ülkelerden sığınmacıları kabul ediyorlar” derken, bu ülkeler ise böyle bir iddiayı reddetmektedirler. BMMYK bazen de Türkiye’ye komşu olan ülkelerden mültecilere öncelik verildiğini söylemektedir. Bazen mültecilerin yeterli uzmanlık ve eğitime sahip olmaması bir neden olarak sunulmaktadır. Bazen mültecilere (özel kabul veya B tipi kabul denilen) farklı bir statü verilerek yerleştirilmeleri yıllarca ertelenmektedir.
BMMYK ‘ya kayıtlı birçok Afganistan’lı mültecinin illegal olarak AB’ye gitmeyi tercih ettikleri görülmektedir. Onlar uzun süre durumlarının değişmesini beklemeyi umut etmekte ama bu gerçekleşmemektedir. ayrıca BMMYK’nın icat ettiği “Özel Kabul Durumları” veya Türkçe’de “Özel Kabul” denen uygulama yüzünden, farklı şehirlerde ikamet eden birçok Afganistan’lı ailenin Avrupa Birliği’ne (AB) gitmek için illegal olarak Türkiye’den ayrılmak durumunda kaldığı bilinmektedir.
BMMYK’nın 2012 yılı içinde aldığı karar ile Afganistan’lı mülteciler ile ilgili yeni bir süreç başlatmış oldu. Ne yazık ki bu yeni karardan en fazla etkileyecek taraf olmasına karşı Afganistan’lı mülteciler konu ile ilgili yeterince bilgilendirilmedi. BMMYK ilk başta Afganistan’lı mülteci ve sığınmacıların dosyaları Askıya alma dönemi sadece 6 aylık için getilimiştir diye açıkladı ama malesef bu 6 ay üç defa süresi uzatıldı ve tam bir buçuk yıldır hiç bir Afganistan’lı mültecinin dosyaları incelenmiyor. Ve artık hiç bir Afganistan’lı mülteci BMMYK ya kayıt olamıyorlar.
Bu Ayrımcılıklara karşı 15 kişilik bir grup BMMYK önünde Afganistan’lı mültecilerin sorunlarını dikkat çekmek için sessiz protestosu başladı, ilerleyen günlerinde sayıları daha da arttı ve şu an farklı şehirlerden çok sayıda mülteci ve sığınmacı BMYKnın önünde eylem yapmaktadırlar.onlar “Biz de her insan gibi vatanımızı ve milletimizi seviyoruz. Mülteci olmayı kendimiz tercih etmedik. Maalesef ülkemiz 45 yıldır savaşlar ile tahrip oldu ve bu savaşlar vatanımızı terk etmeye zorladı. Bizler de özgürlüğü seviyoruz. Hak ve adaletin ne olduğunu iyi biliyoruz ve bu yüzden hakkımız olan adaleti istiyoruz”.diyorlar.
“Biz BMMYK’nın yaptığı ayrımcılığı kabul edemiyoruz ve Türkiye’deki Afganistan’lı mülteciler olarak aşağıdaki taleplerimizi dikkatinize çekmek istiyoruz.;
1- BMMYK Afganistan’lı mültecilerin dosyalarını inceleyip, kabul statüsü verdikten sonra neden uzun dönem (7-9 yıl) Türkiye’de bekletiyor ve üçüncü, bir ülkeye yerleştirmiyor?
2- BMMYK, mülteciler ile çalışan kurumların adaletli davranmasından emin olması gerekiyor. Halbuki BMMYK’ya bağlı olarak çalışan kurumlar da ayrımcılık yapıp adaletsiz davranıyorlar.
3- Eğer BMMYK ayrımcılık yapmıyorsa neden başka ülkelerin mültecileri kayıt olup de sadece Afganistan’lı mülteciler için kapısını kapatmıştır ve neden Afganistan’lıların kaydı yapılmıyor?
4- BMMYK neden yeni gelen Afganistan’lı mülteciler için “askıya alma süreci” getirdi ? Halihazırda BMMYK tarafından kabul edilen bütün Afganistan’lı mültecilerin dosyaları neden askıya alındığını açıkladılar ve bu süreç neden 6 aydan 18 aya uzatıldı?.
BMMYK mültecilere sembolik bir telefon numarası veriyor ve her aradığımızda ne telefonumuzu açan ne de bizleri bilgilendirebilecek birisine ulaşamıyoruz.
Askıya alma dönemi hakkında da mantıklı bir cevap veremediler. Neden sadece Afganistan’lı mülteciler bu yöntemlerden etkileniyorlar? Çözüm olarak başka uygun bir yol yok muydu? veya Türkiye’deki bütün sığınmacılar için geçerli bir yol yokmu?
Biz sadece adalet istiyoruz. Türkiye’deki başka mültecilere nasıl davranılıyorsa, Afganistan’lı mülteciler de öyle davranılmasını beklemektedirler.
Şimdi BMMYK’nın acil bir şekilde Afganistan’lı sığınmacıların isteklerini dinleyip, uygun bir çözüm yolu bulmasını beklemekteyiz.
Türkiye’deki Afganistan’lı mülteciler, BMMYK ile çalışan mülteci haklarıyla ilgilenen kurum ve kuruluşlardan yardım beklemektedir. Siz bizim haklarımızı savunabilirsiniz, biz de insanız ve insanca davranılmayı beklemekteyiz.
Biz sorunlarımıza ilişkin olumlu değişikliklerin olmasını umuyoruz.
Afganistan Hazaraları Derneği