• Anasayfa
  • Hakkımızda

  • Ne Yapıyoruz

  • Medya

  • Hazaralar

  • İletişim

Afganistan’da Hazaralara Yönelik Soykırım Trabzon’da Protesto Edildi

Afganistan’da Hazaralara Yönelik Soykırım Trabzon’da Protesto Edildi

Afganistan’da Hazaralara Yönelik Soykırım Trabzon’da Protesto Edildi

Salı günü Kabil’in Barchi bölgesinde okul ve camiye düzenlenen bombalı saldırı ve daha önce Hazaralara yönelik sistematik ve hedefli soykrırım saldırı Trabzon’da düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi.
Afganistan’da düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybedenler için Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Trabzon’da “Afganistan’da Hazaralara yönelik soykırım var. Zulme dur de!” konulu basın açıklaması düzenlendi. Hazaralara yönelik soykırımın yanı sıra Afganistan’ın farklı bölgelerindeki saldırılar ve kızların okula gidememesi de protesto edildi.

Baın Açıklaması:
Bir kez daha insanlık ve din düşmanları, Hazara asıllı masum öğrencilere karşı vahşice terör saldırıları düzenleyerek Hazara toplumunu yasa boğdular.

Salı günü Kabil’in Barchi bölgesindeki Mümtaz Eğitim Merkezi ve Abdul Rahim Şehit Lisesi’nde eğitim gören öğrencilere ve Balkh şehrimizin Sedukan Camisine yönelik terör saldırıları, Afganistan’daki Hazara halkına yönelik hedeflenen soykırımın açık bir örneğidir.

Okullarımıza ve camilerimize yapılan son saldırı teröristlerin hala eski senaryoyu uygulamaya çalıştıkları ve Hazaraların soykırımını hedefledikleri görülmektedir.

Abdülrahman’ın kara ve karanlık döneminden bu yana gelen üzücü ve kanlı senaryo, Hazara nüfusunun %62’sinden fazlasının katledilmesi ve soykırıma uğraması ile son yüz yılı aşkın süredir çeşitli ve amaçlı politikalarla zalim hükümetlerin yükselişiyle Hazaralar’a karşı soykırım devam etmektedir.

Yüzyılın cahilleri ve zalim yöneticileri, Hazaraları’n mazlum halkının katledilmesi senaryosunu bazen siyasi denklemlerde, bazen de bilimsel, kültürel, sosyal, dini, ırksal, ekonomik ve askeri düzeylerde gerçekleşmektedirler.

Hazaralar, ülke tarihi boyunca toplumun geniş bir kesimi olarak kardeşlik, eşitlik, sosyal adalet, refah ve ülkeye dürüst hizmet doğrultusunda ilim ve irfan öğrenmek için yılmadan çalışmıştır ve çalışıyordur.

Ne yazık ki tarih boyunca Hazaraları’n bu Beşeri ve İslami faaliyetleri, liderler ve yöneticiler tarafından takdir görmemekle kalmamış, aynı zamanda vahşice ve kasten bastırılmış, soykırıma uğramış, sürgün edilmiş, hapsedilmiş, aşağılanmıştır.

Ama ne yazık ki farklılıklar ve ihanetler nedeniyle tüm bu yapıcı ve kararlı mücadeleler, telafisi mümkün olmayan bir yenilgiye sebep oldu. Ve tarihin farklı dönemlerinde Hazara milletine karşı daha hedefli soykırım ve katliamlara zemin hazırladı.

Geçmişte Tabassum Hareketi, Ruhşane Hareketi, Mevud Eğitim Merkezi, camiler, ibadethaneler, ulaşım yolları, okullara yönelik terör saldırıları ve ülkenin merkez ve illerinde Hazaraları’n soykırımına yol açan onlarca kanlı olayda yirmi yıldır Hazara liderlerin beceriksizliğin payı da var.

Dönüşüm ve demokrasi yıllarında Hazara liderleri, toplumun liderliğini ve zamanın politikalarını anlamamakla kalmadı, halkımızı boş sözler ve aldatıcı planlarıyla eskisinden daha fazla ülkenin büyük denklemlerinden uzaklaştırdılar, kanlı ve hedefli katliamlara maruz bıraktılar.

Hazara milletinin sözde liderlerinden hiçbiri, şehit lider Üstad Mazari’nin şehadetinden sonra, soykırımlara karşı basın açıklaması dışında yapıcı ve temel plana sahip yol haritaları olmadı.

Hazara topluluğu, Hazaraların siyasi, askeri, ekonomik, sosyal ve makro-ulusal denklemlerde hayatta kalmasını, güvenliğini ve istikrarını sağlamak için yaklaşık otuz yıldır liderlik ve stratejik planlardan yoksundur.

Abdul Rahim Shahid Lisesi ve Mumtaz Eğitim Merkezi öğrencilerine yönelik terör saldırıları, geçmişte bir dizi açık ve hedef esaslı terör saldırılarından ve soykırımdan ilham alınarak gerçekleştirildi.

Ne yazık ki Hazara topluluğuna yönelik bu saldırılar çeşitli düzeylerde devam etmektedir.

Bu üzücü ve kanlı senaryo, ülke içinde ve dışındaki yeni nesil Hazaraları’n bilimsel, kültürel, siyasal ve askeri seçkinleri, herhangi bir üstünlük hırsı ve havası olmadan birleşmezlerse devam edecektir.

Tarihin bu noktasında Hazaralar, yüzyılın teröristlerine ve vahşilerine karşı siyasal ve sosyal hayatlarını korumak için birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Gelen son bilgilere göre Kabil’in batısında 2 Okulda şehit sayısı 126 kişi (54 kız ve 22 erkek öğrenci) yaralı sayısı ise 73 kişi (26kız 47 erkek öğrenci) 14 yaralının durumu ise çok ağır…Aynı zamanda Balkh’daki cami saldırısında ise şuana kadar 102 şehit, 70 yaralımız vardır.

Kandan beslenenler yine devredeler,

İslam tarihinin en hazin olayı Kerbela’da, Hz.Imam Hüseyin ve yetmiş iki yareninin şehit edilişini bilir ve üzülürüz ancak Hz Muhammed’in ümmeti, ehlibeytin sevdalılarının nahif bedenleri paramparça, cesetleri kan deryası içinde, mübarek Ramazan ayında, en büyük ibadet olan eğitim sırasında,  en büyük mabed olan okulda tek bir olayda yüzlerce masum çocuğun şehadetini duymazdan geliriz. Camide namaz kılarken allaha en yakın olan secde esnasında patlatılan bombalar neticesinde bedenleri paramparça olan müminlerin ölümüne izleyici kalırız.   Neden duyulmaz bu zülüm? Bilimisiniz,

1- şehit edilenler inanç olarak Müslüman ve mezhep olarak Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in 6. kuşaktan torunu, Hz. İmamı Azam Abu Hanife’nin üvey babası ve hocası Hz. İmam Caferi SADİK yolundan gidiyorlar ( Caferi Mezhebine mensuplar)

2- Şehit edilenler  Gaznelilerin, Babürlerin, Timurların, Ghorluların torunları,  Hazaralardır. Yani Türkledir. Türk asıllılardır.

3- Şehit edilenler Ehlibeytin yolunu destur edinmişler, savaşa değil barışa, cehalete değil eğitime, zulme değil adalete inanıyorlar. Yüce Allah’ın “OKU” emrini yerine getirmeye çalışıyorlar.

3- Vatanı namus bilir namusunu satmazlar.

4-Şehit edilenler aydınlığa, kitaba, eğitime, spora, medeniyete doğru koşuyorlar

Onların büyük bir bölümü Caferi olsalar da İran tarafından savunulmazlar, hatta İran hükümeti onları ezmeye çalışır. Çünkü İranlılara göre onlar Türk kökenliler ve Türklerin Farsların ebedi rakibi olduğunu düşünürler, yeri gelince mezhebi ön plana çıkarıp onları kullanır sonra da kaderlerine terk ederler. İrana göre Hazaralar ne kadar çok zülum ve baskı görürlerse o kadar iyi, zira zayıf ve acı ile yaşayan bir topluluk haline gelir, zayıf olan sığınmak ister, sığınanı ise istediğin gibi kullanabilirsin.

Onları Türkiye de savunmaz çünkü onlar Türk kökenli olsalar da mezhepleri farklı, onlar  Caferi Mezhebine mansuplar …

Birleşmiş Milletler, İnsan hakları savunucuları da görmez onları zira onlar süper güçler tarafından bu ateşin yakıtı olarak seçilmişler, Allah ise bir taraftan kullarının ne kadar vahşi ve cani olabileceklerine şahitlik ederken diğer taraftan ölen Hazaraların sabrını ölçüyor…

Bizi öldürmekle bitiremezsiniz, 100 yıl önce Abdurrahman döneminde %62 mızı  öldürdünüz, bizi bitiremediniz, 1975 -2001 yılları arasında Afşar, Kızılabad, Belhab, Yakavlang, Dareysuf, Mirzavalag bölgelerinde yüz binlerce insanımızı katlettiniz, Hamid Karzayi ve Eşref Gani hükümetleri dönemlerinde 20 yıl boyunca camilerimiz, okullarımız, pazar yerlerimiz, düğünümüz, cenazemiz, protesto alanımız gibi toplu olarak yakalandığımız  her fırsatta canlı bombalarla katliamlar yaptınız, caddelerde yolcumuzu, uykusunda bebeğimizi, doğum esnasında anamızı, cami de kuran okuyan yaşlımızı, kalem tutan gencimizi öldürdünüz, sizin kana doymadınız gibi biz de şehadete doymadık. Dünya izlemekle yetindi. İslam Dünyası sorun olarak görmedi bizim ölümümüzü, Türk dünyasının ilgisini çekmedi bizim ölümümüz…

Her fırsatta haykırdık, Türk Dünyası, İslam Dünyası, İnsanlık bizi duyar diye umduk ancak nafile, boş bir beklentiymiş bizim beklentimiz. Her şeye rağmen bitmedik, bitmeyeceğiz, “Mahşer”günü hesap günü hem hesap vereceğiz hem hesap soracağız. Allah’ın adaleti elbet tecelli edecektir.

19 Nisan 2022 Ramazan ayının 18’i daha sabah saatleri Kabil’de Hazara çocuklarının okudukları 2 okula eş zamanlı bombalarla patlattılar, 126 üzerinde çocuğumuz şehit oldu. Cenazeleri üst üste bir konteynerde yığdılar, anne ve babalar evlatlarını üst üste istiflenmiş cenazeler içinde ararken askerler tarafından tokat yediler, aşağılandılar, okullara koşan anne ve babalar hırpalandı, yaralılara kan vermek isteyenleri hastanelere yaklaştırmadılar. Kan bulamadığı için ölen yaralılarımız oldu. Allah bunun hesabını sormaz mı? Allah sorar ancak millet de soracaktır… Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği, GESTER(Afganistan Gönüllü Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği) ile Hazara Öğrenciler Kültür ve Dayanışma Derneği, Türkiye’de barışçıl gösteriler başlatarak öğrencilere yönelik son terör saldırılarını en güçlü şekilde kınıyor.

Biz, bu olayda şehit düşenlerin yakınlarına taziyelerimizi bildirirken, Mümtaz Eğitim Merkezi ve Abdul Rahim Şehit Lisesi öğrencilerine ve Balkhteki Sedukan camisine yönelik terör saldırılarına kınıyor ve aşağıdaki konulara dikkat çekmek istiyoruz:

1- Abdul Rahim Şehit Lisesi ve Mümtaz Eğitim Merkezi öğrencilerine yönelik terör saldırılarını kınarken, Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütlerini Afganistan’daki Hazara soykırımına karşı harekete geçmeye çağırıyor. Uluslararası eylem yoluyla bu tür saldırıların önlemesi ve Afganistan’daki Hazaraları’n soykırımını resmi olarak tanımasını talep ediyoruz,

2- Taliban, IŞİD ve Hakkani grubunu aşırılıkçı terörist grupları olarak görüyor ve uluslararası toplumu Taliban terörist grubunu asla resmi olarak tanımaması konusunda uyarıyoruz,

3- Birleşmiş Milletleri ve bölgedeki Uluslararası Toplumu Afganistan’da devam eden Taliban yönetiminin ülkeyi teröristler için bir sığınak haline getirdiği konusunda uyarıyor ve Uluslararası Toplumu terör grubunu ortadan kaldırmaya çağırıyoruz,

4- Taliban ve Hakkani grubunun Mümtaz Eğitim Merkezi ve Abdul Rahim Şehit Lisesi’ne yönelik terör saldırılarına doğrudan müdahil olduğunu düşünüyor ve olayla ilgili İnsan Hakları Örgütleri ve Uluslararası Gözlemciler tarafından tarafsız bir soruşturma yapılması çağrısında bulunuyoruz,

5- Hazara Toplumu politikacılarının siyasi suiistimalini ve bölücü rolünü eleştirerek, yeni nesil Hazara seçkinlerini ülkenin güvenliğini ve istikrarını korumak için mümkün olan en kısa sürede gerekli ve yapıcı önlemleri almaya çağırıyoruz,

6- Bölgedeki ve dünyadaki Hazaraları’n tüm aydın, bilim insanı, siyasi ve askeri kurumları, Hazara’nın siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal anlamda hayatta kalmaları için birlik ve beraberlik içinde birlik olmaya çağırıyoruz,

7- Caferiler ve Sünniler de dahil olmak üzere tüm Hazara halkını, kendi bekaları için daha yapıcı ve birlik olmaları için mücadeleye etmeye çağırıyor aksi takdirde bu durumu ihmal ederlerse, tarih yine her zamankinden çok daha kötü tekerrür edeceği konusunda uyarıyoruz.

Saygılarımızla

Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği