SAVAŞA HAYIR
Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneğï ve Afganistanlı öğrenciler ve mülteciler olarak; son günlerde yedi Hazara vatandaşlarımızın terör örgütlerince rehine alınıp öldürülmesi ile ilgili Türkiye’nin Trabzon ve Erzurum illerinde düzenlediğimiz basın açıklaması:
Bonn Anlaşmasına göre 14 yıldan beri Afganistan’da hukuk üstünlüğüne dayalı bir hükümet sistemi vardır. Uluslararası güçlerin desteğiyle Afganistan’nın güvenlik durumunun her gün daha iyiye gidilmesi bekleniyordu, aşırıcılık, cinayet ve savaşın son bulup hukuka dayalı bir hükümetin kurulmasıyla insanlık onuru ve insan haklarının korunması en önemli toplumsal değerler olarak bilinmesi beklenirken ne yazık ki yıllar sonra radikal düşünceler, şiddet, terör eylemleri ülkenin her yerinde vatandaşlarımızın hayatlarına mal oluyor.
Terörizm ve terör eylemleri her gün değişik görünümlerle farklı cinayetler işleyip bu ülkenin işkence görmüş ruhları ve bu ülkedeki insanların eski yaralarını tuzlaştırmaya çalışırlar.
Biz bu gün bunları söylemek için toplandık.
Vatandaşlarımızın acısı bizim ortak acımızdır, Zabul ilinde 31 kişinin terör örgütleri tarafından rehin alınmaları ve alınan rehinelerden biri dokuz yaşında bir kız çocuğu ikisi kadın,dördü erkek ,yedi kişinin feci bir şekilde başları kesilerek terör örgütleri Daiş ve Taliban tarafından şehit edilmesi, bu ülkenin barış ve huzur içinde yaşamasını isteyen herkesi derinden üzmüştür.
Bu ülkenin her bir köşesinde cehalete kurban giden milletimizin acısı bu vatanda yaşayan bütün insanların göğüslerinde derin yaralar oluşturmuştur.
Şukriye,`Farkhunda,Rukhşane ve Zabul ilinda şehit edilen diğer annelerimiz,tüm Afganistan halkının namusudur. Kaçırılan 31 rehine ve hunharca şehit edilen yedi yolcu bizim vatandaşımız ve bizim ana,baba ve kardeşlerimizdir.
Uluslararası Gücün desteği ile 14 yıldan beri devam eden Afganistan yönetimi nereye doğru gidiyor? Bizim kendimize gelmemiz için kaç tane daha vatandaşımızın öldürülmesi gerekiyor? Afganistan halkının artık tabut kaldırmaya gücü kalmadı..
Afganistan yetkilileri bunu bilmelidir ki, vadandaşların onlardan beklentilerinin en başında Güvenlik ve Adalat gelmektedir.
Biz Afganistanlı öğrenciler ve mülteciler olarak Türkiye’deki Trabzon ve Erzurum şehirlerinde bu tür olaylara karşı sessiz kalmadığımızı göstermek için her türlü terörü lanetliyoruz. Özellikle 9 Kasım 2015’te gerçekleşen elim olayda şehit edilen 9 yaşındaki kız çocuğu Şükriye, iki kadın ve dört erkeğin vahşice şehit edilmelerini şiddet ile kınıyoruz.Allah’tan şéhitlerimiz için rahmet ve geride kalanlar için acri cemil ve acri cezil temenni ediyoruz. Afganistan’da meydana gelen olaya tepki ve düşüncelerimizi ifade edip, Afganistan hukumetinden ve uluslararası kurum ve kuruluşlardan isteklerimizi şu maddeler halinde belirtmek istiyoruz.
1-Güvenliğinin sağlanması her vatandaşın isteği,hakkı ve devletin en önemli görevlerindendir. Güvensizliğin gün gittikçe arttırılmasının nedenini hükümet kanadı cevaplandırmalıdır.
2-İnsana karşı her türlü hareket kabul edilemez ve insanı değerlerin önemsenmesi devletin görevidir.
3-Hükümet bunu bilmelidir ki, sistematik öldürmeler ve rehine almalar Afganistan’ın farklı bölgesinde kor bir ateşe benzer. Eğer bu ateş söndürülmez ise tüm ülkeyi sarması kaçınılmaz olacak.
4-Hükümet bundan daha fazla sorumsuzluk ve gaflet uykularını stratijik sessizlik kavramı altında saklamamalı.
5-Bizim toplumun liderleri de bunu iyi bilsinler ki vahşice olaylar sonrası başsağlığı dilemek ve hüzünlerini bildirmek çözüm değildir ve olay gerçekleşmeden önlenmesi için çaba sarfetmeleri gerekmektedir.
6- Bizim yetkililerden talebimiz intikam sologanları atmak yerine sorumluların görevlerini yerine getirmeyen yetkilendirilmiş kişileri hesaba çekilmesi ve hesap sormasıdır. Çünkü artık biz taşlayarak öldürmeyi ve bar kaç metre cumhurbaşkanlığı sarayı yakınında kadınların yakılmasını ve sistematik ve hesaplanmış ölümler (Celriz olayı gibi) ve vahşice başkesmelere şahit olmayalım.
7- Ülkenin ana yolları, şehirler arası yolların güvenliği tamamen sağlanması gerekir ki bir daha yolcular aynı sonuç ile karşı karşıya kalmasınlar.
8- Tüm devlet erkanlarından özellikle Cumhur başkanımız Eşref Gani ve Abdullah Abdullah ve yardımcıları, Dostum,Daniş,Muhammad khan ve Muhaqiq’e soracağız ki : niye medenice protesto eden ve saatlarca bekleyen protestoculara cevap vermekten ve onlara bir açıklama yapmaktan çekindiniz? Milletin sınırlarını zorlayarak saraya girmeleri için ağır tahrik ettiniz ve saraya girmeye çalışanların yüzüne ateş açarak milyonlarca insanın katıldığı ve Afganistan tarihindeki en uysal ve görkemli protesto hareketinde kan döktünüz. Dakikalar sonra apartopar Milli TV de utanmadan tüm şehirler arası yolların güvenliği için gereken emri verdiğinizin haberini verdiniz. Acaba o güne kadar ana yolların güvenliği önemli değil miydi yoksa siz bilerek ve isteyerek yolların güvenliği sağlanmasın diye kimseye emir vermemiş miydiniz? Yoksa bu emir ile diğer emirler arasında bir farklılık mı var? Yedi vatandaşımızın hunharca şehit edilişinin bir gün sonrası, aynı kişiler tarafından dokuz ay önce kaçırılan sekiz rehinenin serbest bırakılması manidar olduğu gibi.
9-Afganistan tarihinin en insalcıl ve en medeni protestolarını gerçekleştiren yüzbinlerce insana niye luçak(serseriler) ismi verdiniz? Ve bu hareketin neresinden utandınız?
10- Bu insancıl ve masumane protesto eylemini kendi menfeatları ve çıkarları doğrultusunda yanlış yönlendirenler Afganistan halkının karşılaşacakları büyük tehlikelerden habersiz mıydılar yoksa kendi çıkarları için vatan ve milletlerini kurban etmekten çekinmediler mi?
11-Uluslar arası kurum ve kuruluşlar, insan haklar savunucuları ve tüm iyi insanlardan Şükriyelerin kesilmiş buğazından çıkan ama yarıda kesilen sesleri duymaya ve Afganistan halkını Talib ve Daiş terörlerine karşı mücadelelerinde yardımcı olmalarına bekliyoruz.
12- Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkına sığınmacılara gösterdikleri yakınlık ve yardımlarından dolayı teşekür ediyoruz ve İnsan haklarını ilke edinen tüm insanlardan özellikle Türkiye ve Avrupa ülkelerinden Afgan sığınmacılarını ülkelerinde bir müddet daha misafir etmelerini bekliyoruz. Aşref Gani’nin hesaplanmamış hatta kendi hukumetinin Göç bakanı ile ters düşen ve farklı görüş bildiren sözlerine itimat etmemelerini ve sadece canlarını kurtarmak için ölümü bile göze alarak bin bir meşakkat ile zorlu yollardan kapılarınıza kadar dayanan ve insanlıktan insani yardım bekleyen bu insanların umudunu söndürmemenizi rica ediyoruz.
SAVAŞA HAYIR PROTESTOSU (TRABZON MEYDAN)
SAVAŞA HAYIR PROTESTOSU (ERZURUM)
SAVAŞA HAYIR PROTESTOSU ( GAZETE GÜPÜRLERİ )